13 Ocak 2010 Çarşamba

NAZİLERİN UYKUSUNU KAÇIRAN GOL

Nuh Köklü

Girişi Liverpol'un nev-i şahsına münhazır hocası Bill Shankly’le yapmak hem meselenin derinliği hem de meseleye saygı açısından değerli olacak sanırım. Shankly’nin ünlü sözlerinden birisi; “futbol ölüm kalım meselesi değil, ondan daha fazlasıdır” şeklinde. Peki ölümden öte ne var ki? Bir bu söz bir de Matthias Sindelar, nam-ı diğer futbolun Mozart’ı.



“Alla turca” Mozart’ı bırakıp, onun futboldaki elçisine geçelim. Sindelar, 15 yaşındayken Herta Wien takımında oynar. Yıl 1928, büyük krizden bir yıl önce, Yahudiler için henüz telaşlanacak bir şey yoktur. 1934’te İtalya’da dünya kupası tarihinin en trajik maçları Mussolini’nin önünde sergilenirken bu gösteriye bir nebze hava katan Avusturya’nın geç oyuncusu Sindelar olur. Yıl 1938, Almanya’da Hitler iktidarı, Avusturya işgal altında ve Hitler futbolda Mussolini’nin dört yıl önce gerçekleştirdiği gösterinin benzerini sahnelemek ister.

Anschluss yani Avusturya’yla birleşim, Naziler için Avusturya’nın en iyi oyuncularını da kendi ekiplerine katma ihtimali verir. Ama bu yalnızca bir ihtimalden öteye gitmez. 3 Nisan 1938’de Anschluss’un en iyi takımını oluşturmak için bir “gösteri” maçı yapılır, gözler aslında Sindelar’ın üzerindedir, o da “gösteri”ye yeterli hürmeti gösterir.( Aşağıdaki fotoda nazi takımı seromonide) Maç boyunca çalımlar atar, kaleciyle karşılaştığında topu ağlara göndermez. Maçın ikinci yarısı başlayınca Sindelar sahada top oynamaktan çok, dans eder gibi davranmaktadır ve dansını bir golle tamamlar. Tribünlere reveransını göstermiştir.


Bu gösteri maçından sonra Sindelar, nazilerle oynamayı reddeder ama naziler bir rövanş arayışındadır. Resmi kayıtlara bakarsanız 23 Ocak 1939’da Viyana’da bir evde karbon zehirlenmesinden ölen iki cesetten birisi Sindelar’a aittir. Naziler, cenazeye sahip çıkılmasını istemez ama 15 gün sonra kulübü Avusturya Wien resmi bir cenaze töreni düzenler. Cenazede, 40 bin kişi yani nazilerin gösteri için bile toplayamayacağı kadar çok insan Sindelar’a veda etmeye gider. Bir de anekdot; ona yalnızca çok iyi oynadığı için değil, hala yapacağı çok şey varken erken ölümünden dolayı Mozart deniyordu, tıpkı adaşı gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder